EMEP’li Karaca DIGEL işçilerini ziyaret etti: “DIGEL işçisi kazanırsa işçi sınıfı kazanır”
EMEP Milletvekili Karaca direnişteki DIGEL işçilerini ziyaret etti. Karaca, “DIGEL işçisi kazanırsa Başpınar, Hugo Boss, TKIS Blinds işçisi kazanır. Birleşe birleşe kazanacağız” dedi.
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Sevda Karaca ile Emek Partisi İzmir İl Örgütü, Ege Serbest Bölge'de (ESBAŞ) kurulu bulunan DIGEL Tekstil'de sendikalaştıkları için işten atılan ve 17 Ocak'tan bu yana direnişte olan TEKSİF üyesi işçileri ziyaret etti.
“İş, ekmek, özgürlük”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” ve “DIGEL işçisi yalnız değildir” sloganları atılan ziyarette Emek Partisi’nin başlatmış olduğu “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası konuşuldu.
“DIGEL işçileri yalnızca sendikalaşmadılar, örgütlendiler”
Ziyarette konuşan TEKSİF Genel Başkan Danışmanı Makum Alagöz, DIGEL işçilerinin 17 Ocak’ta sefalet ücretlerine hayır demek için örgütlendiklerini ve anayasal haklarını kullanarak TEKSİF sendikasına üye olduklarını hatırlattı. Alagöz, “Aynı gün genel çoğunluğu alarak bakanlığa başvuru yaptılar. Ancak DIGEL işvereni haksız hukuksuz ve tazminatsız bir şekilde 7 arkadaşımızı işten çıkardı. Bu da yetmez gibi İzmir’de açması gereken itirazı sırf süreci uzatmak için Ankara’da açtı. DIGEL işvereni içerdeki çalışan arkadaşlarımıza her türlü baskıyı, mobbingi yapmaya başladı ama unuttukları bir şey var: DIGEL işçileri sadece sendikalaşmadılar, örgütlendiler” diye konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
“Anayasal haklarımızı kabul etmek zorundalar”
Gaziantep Başpınar OSB işçilerinin direnişine değinen Alagöz, “Başpınar işçileri de DIGEL işçileri gibi sefalet ücretlerine karşı birleşerek örgütlenen emekçiler oldu. Her zaman olduğu gibi başta Emek Partisi ve EMEP milletvekilleri tüm mücadeleleri beraber, omuz omuza yürüttüler. Ancak biliyoruz ki orada mücadelenin önderi olan Bir Tek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen’i tutuklayarak cezaevine attırdılar. Bizler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51’inci maddesini uyguluyoruz. Başpınar’daki arkadaşlarımız da buradaki arkadaşlarımız da, Türkiye’nin dört bir yanındaki arkadaşlarımız da emekleri için, alın teri için mücadele ediyor. Bizim isteğimiz alın terimizin karşılığını alabilmek, ürettiğimiz malın, pastanın bir dilimini evimize götürebilmek” diye konuştu.
Son olarak eylemlerini uluslararası boyuta taşıyacaklarını belirten Alagöz, “DIGEL işvereni bu haksızlığa, hukuksuzluğa devam ettirdiği takdirde uluslararası eylemleri başlatacağız. Öyle bir dünya yok. Almanya’da insan haklarından bahseden işletme burada anayasal hakkımızı kabul etmek zorundadır” dedi.
“Serbest bölgelerde sömürü çarkları serbest”
Daha sonra konuşan EMEP Milletvekili Sevda Karaca, DIGEL işçilerinin mücadelesini “Sizler gibi insanlık onuru için, işçinin haysiyeti için, çocuklarının ekmeği için, bu ülkenin geleceği için direnen 21 bin Başpınar işçisinin selamını getirdim” diyerek selamladı.
Karaca şöyle konuştu; “Ege Serbest Bölge yazılı tabelanın karşısındayız. Orada serbest yazıyor. Ülkenin dört bir yanındaki işçiler ‘serbest’ yazan bu sömürü çarklarının kime serbest olduğunu gayet iyi biliyor. Uluslararası tekellere, onların yerli işbirlikçilerine sefalet ücreti dayatmasıyla işçilerin kanını, iliğini sömürmek serbest. Bu bölgelerde işçiler gayet iyi biliyor ki, patronlara kadınları taciz etmek, işçilere hakaret etmek, onlara tuvalet molasını bile çok görmek serbest. Bu bölgelerde işçinin canıyla oynamak serbest ama işçinin canını korumak, ekmeğini kazanmak, sefalet ücretine mahkum olmamak, geleceğini kurmak için örgütlenmesi ve sendikalaşması yasak öyle mi? Öyle değil. Bu serbest bölgelerde kurduğunuz patron derebeyliğine isyan eden DIGEL işçileri var, Hugo Boss işçileri var, Başpınar işçileri var” ifadelerini kullandı.
Fotoğraf: Evrensel
“DIGEL işçisinin hükümeti misiniz yoksa haklarını çiğneyen patronların mı?’
Alman menşeli DIGEL patronunun kendi ülkesinin sınırları içerisinde işçisine reva göremeyeceği koşulları Türkiye’deki işçileri reva görebildiğini kaydeden Karaca, “Soruyoruz buradan, bu cüreti uluslararası sermayeye kim veriyor? Çalışma Bakanlığı’na buradan sesleniyoruz. Anayasal hakları çiğnenen DIGEL işçisinin yanında mı olacaksınız, yoksa komprador burjuvazinin yanında mı olacaksınız? DIGEL işçisinin hükümet misiniz, yoksa onların haklarını ayaklar altında çiğneyen patronların hükümeti misiniz” diye konuştu.
DIGEL işçilerinin tıpkı Başpınar işçileri gibi ve ülkenin dört bir yanındaki emekçiler gibi alın teriyle kazanıp alın teriyle yaşamak istediğini kaydeden Karaca, “DIGEL işçileri sürekli üretim kotası baskısı kaldırılsın diyor, tazminatsız işçi kıyımına artık son verin diyor, işçinin canını hiçe sayan sömürü düzenine artık son diyor, işçiler bozuk bahanesiyle tuvaleti kullandırmayan, canıyla sağlığıyla oynayan bu sömürü çarkına artık yeter diyor” ifadelerini kullandı.
“Mecliste bir kere de işçinin kanunu geçerli olsun”
Son olarak Emek Partisi’nin başlatmış olduğu “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyasından söz eden Karaca, “İş ekmek ve özgürlük işçi emekçilerin hakkıdır. İş ekmek ve özgürlük sendikayla mümkündür. İş, ekmek ve özgürlük işçilerin ülkenin dört bir tarafındaki mücadelesinin birleşmesiyle mümkündür. Emek Partisi olarak bu ülkenin işçileri bu ülkenin geleceğinde söz sahibi olsun diye bir kampanya başlattık. Ülkenin her tarafından işçi kardeşlerimizin ekmek mücadelesini birleştirmek, sürekli patronların sırtını sıvazlayan o mecliste bir kere de işçinin sözü, bir kere de işçinin kanunu geçerli olsun diye ülkenin dört bir tarafında binlerce işçinin imzasını o kapıya götüreceğiz. Sizinle götüreceğiz, sizin için götüreceğiz, bu ülkenin çocukları için götüreceğiz. Biliyoruz ki DIGEL işçisi kazanırsa Başpınar işçisi kazanır, Hugo Boss işçisi kazanır, TKIS Blinds işçisi kazanır. Birleşe birleşe kazanacağız” diye konuştu. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et